Gebze  tarihin geçtiği, kısa bir süre de olsa mola verdiği, konakladığı, doğanın güzelleştiği, sanayinin ise devleştiği kavşağın adıdır. Diğer bir ifadeyle İstanbul’a yakınlığının yanı sıra, ulaşım kolaylığı (hava, deniz, kara, demiryoluyla ulaşım yapılabilmesi ve ana arterler üzerinde olması), devasa sınai tesisleri ve önemli kuruluşları bünyesinde barındırması nedeniyle, 1985’li yıllardan sonra Türkiyenin ve Dünyanın  hep cazibe merkezlerinden biri olmuştur ve olmaya da devam etmektedir.

. Gebze’nin en önemli özelliği Türkiye’nin mozaiği olmasıdır.Ülkemizin hemen her bölgesinden, her İl ve İlçesinden göç almasıdır. Bu nedenle içinde her çeşit çiçeğin yer aldığı bir bahçe gibidir Gebze. Öyle bir bahçe ki, burada Anadolu’nun her yaylasının serin ve dinlendirici rüzgârı eser. Bu nedenledir ki, bu bahçeden yükselen koku, insana ayrı bir haz ve huzur veriyor. Diğer bir ifadeyle farklı örf ve adetlerin, gelenek ve göreneklerin birbiriyle tanışıp kaynaştığı, birbiriyle entegre olduğu, farklı kültürlerin el sıkışıp kucaklaştığı ve güzel bir birliktelik sağladığı bir yerleşkedir Gebze.

Bir Başka Özelliği, bir Sanayi Şehri Olmasıdır. Türkiye sanayisinin takriben % 10’u Gebze ve bölgemizde.  Yani Sanayi sektörünün atar damarıdır Gebze. Düşünün bir kere  bu bölgede 10’un üzerinde organize Sanayi bölgesi mevcut. Her Sanayi bölgesinde onlarca Fabrika var. Bunların her biri istihdam yaratarak, yüzlerce işçi çalıştırıyor, insanlara aş-iş veriyor. Ürettiklerini yurt dışına ihraç ederek ülkemizin her alanda kalkınmasına katkıda bulunuyor.

            Gebze bugün sürekli göç alıyorsa, nüfusuyla, ekonomik kapasitesiyle 81 İlin yaklaşık 50’sinden daha büyükse ve daha stratejik bir önemi haiz ise, bunun sanayi sayesinde olduğu muhakkak. Bu bakımdan sanayi bizim olmazsa olmazımızdır. Tabir caiz ise, velinimetimizdir.

          . Gebze, başka İl ve İlçelerde olmayan TUBİTAK Marmara Araştırma Merkezi(MAM), Türkiye Sanayi Sevk ve İdare Enstitüsü (TÜSSİDE) Gebze Yüksek Teknoloji Enstitüsü (GYTE),  TSE Kalite Kampüsü gibi son derece önemli kurum ve kuruluşlara ev sahipliği yapmaktadır.

GYTE, 1992 yılında Ülkemizde kurulan Yüksek Teknoloji Enstitüsünden biri olup, araştırma ve teknoloji üretimi öncelikli bir ihtisas üniversitesidir. GYTE bir taraftan sanayi sektörümüzün ihtiyaç duyduğu kalifiye elemanı yetiştirmekte, diğer taraftan da geniş bir öğretim üyesi kadrosuyla, 2 bini aşkın öğrencisiyle İlçemizi bir kültür merkezi yapma yönünde büyük bir uğraş vermektedir.

            TUBİTAK MAM’ da yapılan bilimsel araştırmalar, yeni teknolojilerle tanışmamıza ve ufkumuzun açılmasına vesile olmaktadır. Bilim ve teknolojiyi kullanarak, Türkiye’nin küresel rekabet gücüne katkıda bulunmaktadır.

             Kartacalı ünlü komutan Anibal’ın anıt mezarından, Fatih Sultan Mehmet Han’ın 300 bin kişilik ordusuyla 1481 tarihinde konakladığı, otağını kurduğu Hünkâr Çayırı’na, Bizans imparatoru l. Manuel Komneous tarafından İzmit Körfezinin kıyı şeridini korumak amacıyla yaptırıldığı rivayet edilen Eskihisar Kalesi’nden,  1510 yılında Çoban Mustafa Paşa tarafından yaptırılan, Çoban Mustafapaşa Külliyesine, Sultan Orhan Camiinden  Osman Hamdi Bey Müzesine kadar birçok anıtsal yapıya, paha biçilemez bir tarihi dokuya sahiptir Gebze.

     Kampçılık ve trekking gibi doğa sporları için son derece elverişli,şelale ve kanyonlardan oluşan, içinde irili-ufaklı birçok gölcük ve mağara bulunan yaklaşık 1,5-2 km uzunluğundaki Ballıkayalar vadisine paha biçilemez. Diğer bir ifadeyle tam bir doğa harikası, 

  Gebze’nin  diğer önemli bir özelliği ise ulaşım kolaylığına sahip olmasıdır, Anadolu’yu İstanbul’a ve Dünya’ya bağlayan 2 ana arterin(otoban /TEM İle E-5 /D-100) tam üzerinde yer almasıdır. Ayrıca Gebze’ye her yolla intikal  etmek mümkün, karayolu ile deniz yoluyla, demiryoluyla hatta hava yolu ile. Zira Sabiha GÖKÇEN’ e sadece 20km mesafede.  Kısacası  ulaşım kolaylığı  Gebze’yi, sadece sanayi sektörü bakımından değil, konut projeleri açısından da cazibe merkezi kılmaktadır. Marmaray projesinin tamamlanmasıyla birlikte Gebze’nin lojistik konumu daha da güçlenmiş olacaktır.

           . Ayrıca Gebze, Anadolu’nun İstanbul’ a açılan kapısıdır. Ve İstanbul’a çok yakındır. İdari olarak Kocaeli İli’ne bağlı olan Gebze’ deki Organize Sanayi Bölgelerinde üretim yapan firmaların genellikle İstanbul merkezli olması nedeniyle, bir dünya kenti olan İstanbul’a organik bir bağlantı söz konusudur. Bu anlamda da stratejik bir önemi haizdir.

    . Projesi bitirilip ihalesi yapılan ve temeli atılan Körfez Köprüsünün /Gebze-İzmir otoyolunun) bitirilip  hizmete girmesi, Marmaray projesinin tamamlanması ve yapımları devam eden OSB’ların devreye girmesiyle,Gebze ve bölgesi daha da cazip hale gelecek ve stratejik önemi artacaktır.

COĞRAFİ KONUMU

        Gebze, Marmara Bölgesinde İzmit Körfezinin kuzey batısında yer alan ve Kocaeli iline bağlı olan zengin bir tarihi geçmişe sahip, ekonomisi büyük oranda sanayiye dayalı, Türkiye’nin hızla gelişen ve büyüyen bir ilçesidir. Doğusunda Dilovası ilçesi, batısında Darıca, Çayırova ve Tuzla ilçeleri, kuzeyinde ise Şile ilçesi yer almaktadır.

  YÜZÖLÇÜMÜ

          Gebze’nin yüzölçümü 438.65 km2 olup, rakım ise ilçe merkezinde 130 metre civarındadır.

  NÜFUSU

          1960 yılında nüfusumuz 30.412 iken, sanayileşmeye paralel olarak nüfusumuz takriben 18 kat artmış ve 2007 yılında yapılan Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi çalışmalarında 521.291’e ulaştığı tespit edilmiştir.

          Ancak 22 Mart 2008 tarih ve 26824 sayılı, mükerrer Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren 5747 sayılı Büyükşehir Belediye sınırları içerisinde ilçe kurulması ve bazı kanunlarda değişiklik yapılması hakkındaki kanunla, ilçemize bağlı Dilovası, Çayırova ve Darıca Beldelerinin ilçe statüsüne kavuşturulması ve bizden ayrılması sonucu nüfusumuz, 288.569’a düşmüştür.              2012 yıl sonu itibariyle 304.283‘si  şehir merkezinde,  15.024 ‘ü ise bağlı köylerinde olmak üzere, Gebze’de toplam olarak   319.307  vatandaşımız ikamet etmektedir.

             İlçemizde doğum oranının ölüm oranına göre yüksek olması ve sürekli göç alan bir yerleşke  olması nedeniyle, nüfusumuzda yıllık  5.000 civarında bir artış meydana gelmektedir.